Kamu Hastanelerinde çalışan hekimler 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun disiplin hükümleri ile bağlıyken, özel hastanelerde çalışan hekimlere ilişkin disiplin yargılamaları da Türk Tabipleri Birliği Disiplin Yönetmeliği uyarınca yapılmaktadır. Ancak, bu durum kamuda çalışan hekimlerin bu yönetmelik hükümlerinden muaf oldukları şeklinde anlaşılmamalıdır.
Yönetmelik ilgili hukuksal düzenlemeler gereğince hekim unvanını kazanmış olup da Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mesleğini uygulayanları, yürüttükleri mesleki faaliyet gereğince hekimlik mesleğinden sayılanları ve özel kanunları gereğince odaya üye olması yasaklananlardan yukarıdaki sayılanlar kapsamında bulunanları kapsamaktadır. Bir başka deyişle, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde hekimlik mesleğini icra eden herkes (kamuda çalışanlar dahil) bu yönetmelik kapsamındadır.
Bu nedenle, Yönetmelik kapsamında ceza verilebilecek durumların ve verilebilecek cezaların neler olduğunu bilmek de büyük önem taşımaktadır.
Cezalar arasında en hafif ceza olan uyarma (yazılı ihtar) cezası, hekime ve Yönetmelik kapsamındaki kişilere mesleğini uygularken ve/veya meslektaşları ile olan ilişkilerinde daha özenli tutum ve davranışlar içinde olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.
Uyarma cezası verilmesini gerektiren haller Tabip Odası veya Birlik organlarına seçilmiş olup da yasa ve yönetmeliklerin kendisine yüklediği görevleri yapmamak, Tabip Odasına kayıtlı olup da mesleki faaliyetinde ortaya çıkan değişiklikleri, değişiklik tarihinden itibaren 15 gün içinde bildirmemek, meslektaşlarına ve diğer sağlık meslek mensuplarına karşı küçük düşürücü davranışlarda bulunmak veya kötülemek, hasta üzerindeki mesleki etkisini tıbbi amaçlar dışında kullanmak, hasta haklarına saygı göstermemek, hasta kayıtlarını usulüne uygun olarak tutmamak ve hekimlik mesleğine ilişkin hukuksal düzenlemelere aykırı olmakla birlikte aşağıda belirtilen diğer disiplin suçları arasında sayılmış haller dışında kalan, nitelik ve ağırlık itibariyle diğer disiplin suçları arasına dahil edilemeyen bir eylemde bulunmaktan oluşmaktadır.
Para cezası, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 39 uncu maddesinin (b) bendinde belirtilen sınırlar dahilindeki paranın odaya ödenmesine dair verilecek cezadır. Para cezası, etik ilkelere aykırı hareket, reklam yasağına uyulmaması, haksız rekabet gibi durumlarda söz konusu olmaktadır. Resmi görevi dışında hekimlik faaliyetini yürüttüğü yerin bağlı bulunduğu odaya 30 gün içinde kayıt olmamak, tanıtım kurallarına aykırı davranmak, her türlü iletişim mecrasında reklam amacına yönelik yazılar yazmak, yazdırmak veya açıklamada bulunmak yahut ortağı olduğu kuruluş veya şirket aracılığıyla bu anlamda reklam yapılmasını sağlamak, bireysel olarak veya yöneticisi oldukları dernekler ya da çalıştıkları kurumlar aracılığıyla ticari ürün veya hizmetin tanıtımında yer almak veya reklamına aracılık etmek, el ilanları, tabelalar, basın ve benzeri yollarla meslektaşlar arası haksız, tıp dışı rekabete yol açacak duyurular yapmak, meslek uygulaması sırasında veya tabip odası ile ilişkilerinde herhangi bir şekilde haksız kazanç teminine yönelik davranışlarda bulunmak, Tıpta Uzmanlık Tüzüğü’ne göre alınmış bir uzmanlık belgesi olmadan herhangi bir biçimde uzmanmış gibi tanıtım yapmak, bilimsel araştırmalar ve eğitime yönelik şeffaf kurumsal ilişkiler dışında, endüstri kuruluşları ile çıkar ilişkileri kurmak, Türk Tabipleri Birliği Hekim ve İlaç Tanıtım İlkeleri’ne aykırı davranmak, meslektaşlara maddi çıkar karşılığı muayene ve tedavi için hasta göndermek, kendisine hasta sağlaması için aracı kullanmak veya herhangi bir kişiye bu nedenle çıkar sağlamak, hastaları zorunlu durumlar dışında kendisine, yakınına veya ortağına ait özel sağlık kuruluşlarına yönlendirici tavır ve davranışlarda bulunmak, Türk Tabipleri Birliği veya odalarca saptanmış tabela ile ilgili kurallara uymamak, Türk Tabipleri Birliği veya odalarca saptanmış asgari ücret tarifeleri altında ücret almak, Türk Tabipleri Birliği Kanununun 5 inci maddesine uygun izin almadan çalışmak, aidatını ve oda veya Birlik Genel Kurulu tarafından belirlenen ödentileri haklı gerekçe olmaksızın süresinde ödememek, Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 10 uncu maddesinde belirtilen görevi ilgili yıl sonuna kadar yerine getirmemek, Oda veya Birlik organlarına seçilmiş üyelerin görev yapmasını engelleyici davranışta bulunmak gibi çok geniş bir yelpazedeki davranışlar para cezası verilmesine neden olabilmektedir.
Bu gibi davranışlar için Türk Tabipleri Birliği Disiplin Yönetmeliği uyarınca para cezası verilebileceği gibi Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurulu vb. kurum ve kuruluşlarca verilebilecek idari para cezaları da söz konusu olabilir.
Bunların yanı sıra hasta sevkleri, rapor, reçete vb. belgelerde usulsüz uygulamalar yapmak, sevk belgelerine el koymak, acil durumlar dışında özel bilgi ve beceri gerektiren girişimlerde bulunarak hastaya zarar vermek, hastanın aydınlatılmış onamını usulüne uygun almaksızın tıbbi girişimde bulunmak, sonuçta hastanın ölümüne, sakatlığına sebep olmayıp da sağlığının kısa süreli geçici bozulmasına yol açan tıbbi hata ve ihmalde bulunmak, adli vakaların muayenesinde ve rapor tanziminde gerekli özeni göstermemek ve sorumlusu olduğu sağlık kuruluşunda hekimleri ve diğer personelini sağlık alanı ile ilgili görev ve yetki alanı dışında çalıştırmak hallerinin para cezası gerektiren disiplin suçu olmasının yanı sıra Türk Ceza Kanunu bağlamında da suç oluşturacağının altını çizmek gerekir.
Geçici olarak meslekten alıkoyma cezası, meslek uygulamasından 15 günden 6 aya kadar süreyle alıkonulmadır. Meslekten geçici olarak alıkoyma cezası alanlar, bu süre dolmadan Türkiye’nin hiçbir yerinde özel sağlık kuruluşu açamaz ve resmi veya özel herhangi bir yerde mesleğini uygulayamaz.
Geçici olarak meslekten alıkoyma cezasını gerektiren haller arasında meslektaşlara, diğer sağlık meslek mensuplarına veya hastalara fiili saldırıda bulunmak, meslektaşlara, diğer sağlık meslek mensuplarına veya hastalara cinsel tacizde bulunmak, mesleğin uygulanması sırasında ve meslek sebebiyle öğrenilen hastalara ait sırları yasal zorunluluk dışında açıklamak, birden fazla yerde muayenehane açmak veya çalıştırmak, Tıpta Uzmanlık Tüzüğü’ne göre alınmış bir uzmanlık belgesi olmadan herhangi bir biçimde uzmanmış gibi davranmak veya tanıtım yapmak suretiyle meslek uygulamasında bulunmak, kamu kurum ve kuruluşlarının dolandırılmasına yönelik eylemlerde bulunmak; bu amaca yönelik olarak sahte belge veya reçete düzenlemek, reçete ve belgeler üzerinde tahrifat yapmak, gerçeğe uymayan rapor ve/veya belge vermek, hasta kayıtlarında tahrifat yapmak, bilimsel araştırma verilerini değerlendirirken ve yayına hazırlarken bilimsel gerçekleri yansıtmamak; çalışmaya fiilen katılmamış kişilerin adlarına yayında yer vermek, kaynak göstermeden veya izin almadan başkalarına ait verileri, olguları veya yazılı eserleri kullanmak ve benzeri suretle bilimsel yayınlarda yayın etiğine aykırı davranmak, muayene ve tedavi sırasında hastaların cinsiyet, ırk, milliyet, etnik köken, din ve mezhep, ahlaki ve siyasi düşünce, kişilik, ekonomik ve sosyal durumuna göre ayrıcalıklı uygulama yapmak, kendisine başvuran veya çalıştığı kuruma gelen acil hastaların gerekli tıbbi tedavi veya girişimlerini başlatmamak, yapmamak ya da ilgili kuruluşlara sevkini geciktirmek veya yapmamak, hastalıkların tanı ve tedavisinde bilimselliği henüz kanıtlanmamış ya da bilim dışı yöntemleri uygulamak veya önermek, usulüne uygun olarak ruhsatlandırılmamış maddeleri ilaç olarak önermek, ilgili hukuksal düzenlemelere aykırı olarak canlılar üzerinde deneyler yapmak, yapılmasına destek olmak, ilgili hukuksal düzenlemelerdeki sınırlar haricinde gebeliği küretaj veya herhangi bir yöntem ile sonlandırmak veya usule aykırı organ nakline katılmak, meslekte bilgi ve beceri yetersizliği, özen eksikliği, dikkatsizlik ve benzeri kusurlardan dolayı eksik ya da yanlış tanı ve tedavide bulunarak hastaya kalıcı zarar vermek, savcılıklar ve mahkemeler dışında kalan kişi ve kurumlardan gelen cinsel ilişki muayene istemlerini yerine getirmek; savcılık ya da mahkeme istemi olsa dahi ilgilinin, veli ya da vasisinin aydınlatılmış onamı olmaksızın cinsel ilişki muayenesi yapmak, mesleksel bilgi ve becerilerini insan onuruna ters düşecek amaçlarla kullanmak, işkence yapmak, işkenceye katılmak veya işkence olarak nitelendirilebilecek işlem ve davranışlarda bulunmak, işkence bulgularının tespitinde gerçeğe aykırı rapor düzenlemek, belirlenmiş tıbbi etik değerler ile Türk Tabipleri Birliği ve/veya Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından benimsenen uluslararası belgeler ve kurallar dışında davranışta bulunmak sayılabilir.
Geçici olarak meslekten alıkoyma cezasını gerektiren hallerin tamamının aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olduğunu ve bu gibi durumlarda adli yargılama da yapılacağını unutmamak gerekir.
Türk Tabipleri Birliği Disiplin Yönetmeliği uyarınca verilebilecek en ağır ceza oda bölgesinde çalışmanın yasaklanması ve bir oda bölgesinde üç defa meslek uygulamasından alıkoyma cezası alanların, meslek uygulamasından oda bölgesinde sürekli olarak alıkonulmasıdır.
Hekimlerden, oda bölgesinde üç defa meslek uygulamasından alıkoyma cezası almış olanların geçici olarak meslekten alıkoyma cezası verilecek bir durumun tespitinde, oda bölgesinde çalışmaktan sürekli olarak alıkonulmalarına karar verilir.
Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarından uyarma ve para cezaları kesinleşir ve derhal uygulanır. Meslekten alıkoyma cezaları ise, itiraz edilmese bile, Yüksek Onur Kurulu’nun onama kararı ile kesinleşir ve Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanır. Süresi ne olursa olsun, meslekten alıkoyma cezası alan ve bu cezası kesinleşen oda veya Birlik yönetim organlarında görevli üyenin bu üyeliği düşer.
Disiplin cezalarının iptali için tebliğden itibaren 60 gün içerisinde yetkili İdare Mahkemesinde dava açmak mümkündür.
Sağlıkla kalın,
21.03.2021, Ankara
Av. E. Neval YILMAZ, MD, PhD, LMM
#nevalyılmaz #sağlıkhukuku #malpraktis #tıbbiuygulamahatası #doktorhatası #hekimhukukçu #hukukçuhekim