KIZIMA MEKTUP – I

Güzel Kızım,

Öncelikle belirtmeliyim ki, sen benim en kıymetli varlığım, hayattan aldığım en değerli armağansın.

Senin bana söylemek istediklerin olduğu gibi, benim de sana söyleyeceklerim var, elbette. Gerçi biz sürekli paylaşan, çok sohbet eden bir anne kızız, bu söyleyeceklerimin çoğunu da önceden konuşmuş olabiliriz, ama yine de böyle güzel bir fırsatı kaçırmak istemem doğrusu.

Tatlı Kızım, tabii ki, sürekli bir değişim ve gelişim içinde olduğunu biliyorum. Her geçen gün öğrendiklerinle yeni, daha olgun bir insan oluyorsun, bazen bir gün önce yaptıklarını beğenmiyor, bazı yaptıklarını eleştiriyor, “Keşke farklı davransaydım” diyorsun. Bunu nereden mi biliyorum? Çünkü bütün bunları ben de yaşıyorum. Kaç yaşında olursan ol, yeni şeyler öğrendikçe, olgunlaştıkça, bu değişim ve gelişim sürecek ve sen her sabah yepyeni ve daha donanımlı bir insan olarak kalkacaksın yatağından. “Dün yaşadığım zorlukları, olumsuzlukları iyi ki yaşamışım,” diyeceksin, yaşadığın olumlu-olumsuz her şeyden bir şeyler öğrenecek, zenginleşeceksin.

Biliyorsun, yapmak istediğin her şeyde yanındayım, dilediğin desteği verebilecek koşulları yaratmak ve sürekli kılmak için uğraşıyorum. Sen, yapmak istediğin her işi başarabilirsin, yeter ki, iste, azimli ve kararlı ol. Bu konuda sana örnek olabilmek için elimden geleni yapıyorum. Sanma ki, hayat sana her istediğini gümüş bir tepsi içinde sunacak. Hayır, önce sen ne istediğine karar vereceksin, sonra buna nasıl ulaşacağını tasarlayacaksın, sonra da yaptığın plan doğrultusunda kararlı bir biçimde çalışacaksın. Bu bağlamda sana katkım, deneyimlerimi seninle paylaşmak, doğru yöntemleri seçmende önerilerde bulunmak şeklinde olacak. Akıllı Kızım, sen, ne istediğini, nasıl yapacağını, nasıl başaracağını kendine en uygun biçimde yine kendin bulacaksın. Unutma, sana verdiğim sınırlı destek, senin işini zorlaştırmak için değil, sana olan sevgimden, saygımdan ve inancımdan: Benim akıllı kızım en iyisini bilir ve en iyisini yapar.

Şimdi soracaksın: “’En iyisi’ dediğin şey nedir, anne?” diye. “En iyi” tanımını sen yapacaksın. Benim iyi bulduğumu sen beğenmeyebilirsin, sevmeyebilirsin. Nitekim benim çocukluk hayalim olan ve uzun yıllar çok severek yaptığım cerrahlık mesleği sana itici geliyor, “bütün gün elimde insanların böbreğiyle dolaşamam” diyorsun. Güzel Kızım, haklısın, kendi iyilerini, kendi hedeflerini sen belirlemelisin. Ancak o zaman yapacağın seçimler içine siner, mutlu ve huzurlu bir hayat kurabilirsin.

Güzel Kızım, ben otuzlu yaşlara geldiğimde, hayatta birçok şeyi bilmediğimi fark etmiştim. Hatta o zaman “Bak, annem de benim yaşımdayken bunları bilmiyormuş demek ki” diye düşünüp şaşırmıştım. Çünkü ben, çocuk aklımla, hatta otuz yaşıma kadar olan “yetişkin” aklımla, annemin, sırf “anne” olduğu için her şeyi bildiğini zannediyordum! Sana bir sır vereyim: Anneler de her şeyi bilmiyor. Belki benim kendi anneme göre bir avantajım var, daha yaşlı, deneyimli bir anneyim. Ama yine de bilemediğim, daha önce karşılaşmadığım, ya da nasıl davranacağımı kestiremediğim konular oluyor. Bunları çoğu kez paylaşıyoruz seninle, çözüm seçeneklerini tartışıyoruz, güzel sonuçlara ulaşıyoruz. Biliyorsun: Hayatta ne kadar sorun varsa, o kadar, hatta daha fazla sayıda da çözüm vardır. Önemli olan soğukkanlılıkla düşünüp, araştırıp en uygun çözümü bulmak ve uygulamaktır.

Tatlı Yavrum, son olarak, seninle her zaman paylaştığım, bana göre “altın” kuralı tekrar edeyim: Hiçbir zaman not için ders çalışma, puan için sınava hazırlanma, yaptığın işi de sırf para kazanmak için yapma. Yaptığın her neyse, her zaman yapabileceğinin en iyisini, en güzelini yapmaya çalış. O zaman not da, puan da, para da gelecektir, hem de hiç hayal dahi etmediğin miktarlarda.

Canım Kızım, bütün güzellikler, iyilikler seninle olsun.

            Seni çok seven annen.

14.02.2017

E. Neval YILMAZ

Related Posts