Hayatım boyunca cahil insanları kınamadım, hakir görmedim, anlamaya, destek olmaya çalıştım hep. Çünkü hep cehaletin nedeninin kısıtlı kaynaklar olduğuna inandım. Hep “Cahil kalan insanlar eğitime, bilgiye çeşitli nedenlerle ulaşamamış, bu nedenle bilgisiz kalmışlar, cehalet canavarına yenik düşmüşler, madem ki ben daha şanslı gruptanım, o zaman bilgiyi paylaşayım, bilgisi olmayanları kınamak yerine onlara destek olayım” diye düşündüm ve buna göre davrandım.
Yanılmışım.
Tam üç aydır, televizyonlar, radyolar, sosyal medya yıkılıyor, corona virüs salgını, maske kullanımı, bulaşma riski diye yer gök inletiliyor. Konunun uzmanı profesörler, Sağlık Bakanı, siyasiler, herkes, herkes bundan bahsediyor. Ben bile, naçizane, kendi sayfamdan karınca kararınca ulaşabildiğim bilgileri paylaştım ki, benim bildiklerimi, öğrendiklerimi başkaları da öğrensin. Bir kişinin bile aklında kalsa kârdır diye düşündüm.
Ama bugün Ankara’nın merkezine, Sıhhiye ve Dışkapı adliyelerine, bir de bir evrak takibi için SGK’ya gittim. Sokaklar, caddeler hâlâ maskesi olmayan, maskesini çenesinde taşıyan, burnu maskesinin dışında dolaşan “cahillerle” dolu. Yan yana yürüyor, yürürken sigaralarını tüttürüyor, tükürüklerini saçma konusunda hiç de çekingen davranmıyorlar. Uyaran olursa, dikleniyorlar, tersliyorlar, üste çıkıyorlar.
Üstelik de üç gündür, hasta sayısı katlanarak artarken ve bu konu yine tüm basında ve sosyal medyada bangır bangır konuşulurken.
Anlamakta güçlük çekiyorum: bu kadar bilgi, uyarı, bilgilendirme, yayınlar varken insan nasıl “cahil” kalmaya devam edebilir? Demek ki yanılmışım bunca yıldır: Cehalet kaynakların kıtlığından değil, zekânın kıtlığından kaynaklanıyor. Ya da umursamazlıktan.
Bir hekim olarak, ne kadar inansam da, elimde kanıt olmadan “zekânın kıtlığı” konusuna girmek istemem. Ama umursamazca, en basit korunma metodu olan maskeyi dahi kullanmayan “cahillere” iki çift sözüm var:
Bu davranışınızla herkesin sağlığını, hayatını, salgının uzamasına neden olarak herkesin ekonomik geleceğini, genç-yaşlı herkesin izolasyonda yaşama süresini, sağlık sistemimizi, sizin gibileri tedavi etmek için canını tehlikeye atan, hatta canından olan sağlık çalışanlarını tehlikeye atıyorsunuz.
Beddua etmek bana yakışmaz ama hepimizin eli iki cihanda yakanızda olacak…
15 Haziran 2020, Ankara
Av. E. Neval YILMAZ, MD, PhD.
Hekim Hukukçu