“Bu çalışmayla, hem dünyada, hem de Türkiye’de yıllardır en iyi cerrahların bile tedavi etmeyi başaramadıkları kanayan bir yarayı, malpraktis davalarını incelemeyi hedefledik. Türkiye’de giderek artan sayıdaki malpraktis davaları yıllarca sürmekte, mağdurlar daha da mağdur olarak genellikle tatmin edici sonuçlara ulaşamamakta, hekimler ise sürekli dava tehdidi altında çalışmakta, açılan davalar çelişkili bilirkişi raporları ile uzayıp gitmekte, çoğu kez kamu vicdanını tatmin etmeyen, hatta bazen adalet ve hakkaniyetten uzak bir biçimde sonuçlanabilmektedir. Malpraktis iddialarının farklı hukuk sistemlerinde nasıl değerlendirildiğini inceleyerek, bu konuda geliştirilecek çözüm yollarına karınca kararınca bir ışık tutmayı amaçladık.
Bu çalışmada, ilk ve en büyük teşekkürü danışman Hocalarım Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz ÇALIŞKAN ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Karşılaştırmalı Hukuk Anabilim Dalı Doktor Öğretim Üyesi Selin ÖZDEN MERHACI’ya sunmak isterim. Alanları birbirinden çok farklı olan bu iki bilim insanı, tıp ve hukuk alanındaki bilgi, birikim ve deneyimlerini, hem hekimleri, hem de hukukçuları ilgilendiren, ama bugüne kadar genellikle hekimler veya hukukçular tarafından ayrı ayrı ele alınmış olan malpraktis konusunda birleştirdiler. Çalışmayı kurgulamamız kolay olmadı, çünkü birbirinden çok ayrı olan bu iki disiplinin çalışma kuralları, çalışmayı yürütme, verileri analiz etme biçimi birbirinden çok farklıydı. Benim öğrenci olarak en büyük şansım, her iki danışmanımın da konuya son derece açık fikirli ve özgür yaklaşımı oldu. Her ikisi de, kendileri için alışılmamış olan noktalarda büyük bir sabır ve hoşgörü gösterdiler, bunu yaparken bilimsel araştırma kurallarından sapmamam için hep yol gösterici oldular. Onların işi, kesinlikle benimkinden zordu. Tüm zorluklara karşın, tüm aşamalarda büyük bir uyum içerisinde çalıştık. Çalışmayı kurgular ve yürütürken her iki disiplinin avantajlarını da kullanarak sınırlarımızı daha da genişlettik, her iki disiplini de kapsayan bir bakış açısı geliştirmeye çalıştık. Malpraktis konusunda hukukun teorik yaklaşımları ile sağlık sektörü ve çalışanlarının pratik sorunlarını harmanlamaya, sorunları ve çözüm yollarını her iki açıdan da ele almaya çalıştık. Her iki danışmanıma da minnet ve şükranlarımı sunuyor, gelecekte birlikte başka işlere de imza atabilme dileğimi buradan yineliyorum.
Kariyer planlaması ve kişisel gelişimim için attığım en isabetli adımlardan biri Sağlık Hukuku Yüksek Lisans Programı’na başvurmak oldu. Ankara Üniversitesi’nde hem son derece değerli, alanında duayen olmuş bilim insanlarından ders alma, onlarla çeşitli çalışmalar yapma fırsatını yakaladım, hem de derslerde yaptığımız tartışmalarla hukuk ve sağlık hukukuna bakışım gelişti, ufkum genişledi. Her ne kadar, hem tıp, hem de hukuk alt yapısına sahip olsam da, olay ve kavramları ikisinin süzgecinden aynı anda geçirmeyi burada öğrendim. Eğer bu eğitimi almamış olsaydım, şu anda sürdürdüğüm avukatlık mesleğimi de çok farklı, belki de bazı yönlerden eksik bir biçimde icra ederdim diye düşünüyorum. Adli Bilimler Enstitüsü’nden ve diğer bölümlerden dersler vererek gelişimime katkıda bulunan tüm Hocalarıma minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
Bir teşekkürü de yine Sağlık Hukuku Yüksek Lisans Programı’nda tanışıp bir araya gelerek, dostluğumuzu ve profesyonel birikimimizi Hukukçu Hekimler Enstitüsü boyutuna taşımış olduğumuz hekim ve hukukçu meslektaşlarıma sunmak istiyorum. Onlarla yaptığımız konuşmalar, tartışmalar, deneyim paylaşımlarının her biri bir ders niteliğinde. Her birinden ayrı ayrı çok şey öğrendim ve öğrenmeye de devam ediyorum. Bu tezin hazırlanmasında, kurgulanmasında, yaptığım yorumlarda, hiç kuşkusuz çok değerli katkıları var. Tüm arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.
Tez konumu seçme ve kurgulama aşamalarında yaptığımız uzun tartışmalarda çok yönlü bakış açısı ve bilimsel birikimiyle ufkumu açan, en son aşamada da teknik desteğini esirgemeyen Ankara Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asım Egemen YILMAZ’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sayın Hocam, fikrinizi almak için daha birçok konuda kapınızı çalacağım, sağ olun, var olun…
Son ve en önemli teşekkür de aileme… Bütün çalışmalarım sırasında bana her türlü desteği veren Canım Anneme ve Sevgili Kardeşim Egemen’e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Desteğiniz olmadan bugüne kadar yaptıklarımın hiçbirini başaramazdım. Canım Babacığım, sana da herşey için teşekkürlerimi sunuyor, seni büyük bir saygı ve derin bir sevgiyle anıyorum, keşke bugünü de paylaşabilseydik…
Ve Güzel Kızım, sabrınla, çalışkanlığınla, çalışma disiplininle, azminle, ben seni değil, sen beni yönlendiriyorsun, çalışmaya teşvik ediyorsun, senin harika desteğin olmasa bütün bunları bu kadar kısa sürede bitiremezdim. Sabrın ve anlayışın için de çok teşekkür ederim. İyi ki varsın, iyi ki benim kızımsın…” (Önsözden)